Homeros'un meşhur Odessa destanındaki Penelope’yi duymuş muydunuz?
Kral Odiseus’un eşi Penelope'nin aşk, sabır ve sadakat dolu bir öyküsü var üstelik bizim topraklarımızda geçen…
Penelope’nin eşi Odiseus, Troya Savaşı'na gider ancak çok uzun yıllar haber alınamaz, geri dönemez. Bu zamanlarda ise duru bir güzelliği sahip olan Penelope, çevresinde oluşan yeniden evlenme baskılarıyla başa çıkmak zorunda kalır.
Giderek yoğunlaşan bu baskılar sonucunda kendince zeki bir çözüm bulur. Herkese el emeği ile çok özel bir kumaş dokuyacağını ve sadece kendisinin dokuyacağı bu kumaş tamamlandığında hala eşi Odiesus savaştan dönmemiş olur ise kendisi ile evlenmek isteyenlerden birini seçeceğini açıklar.
Bunu duyan herkes için umutlu ve heyecanlı bir süreç başlar.
Penelope söz verdiği üzere kumaşı el emeği ile özenle dokumaya başlar ancak kendisini umutla bekleyenlerin bilmediği bir şey vardır.
Gündüzleri dokuma tezgahnın başında kumaşı dokumakla zaman geçiren Penelope, gece olduğunda tüm gün ilmek ilmek işlediği dokumayı yine kendi elleriyle sökmeye başlar. Sabah olduğunda ise yeniden dokumaya başlar.Sabah, akşam hep aynı döngüde dokunan bu kumaş dokumasının sonu hiç gelmez ve bitmez.
Çevresindekilerin bunu fark etmesi yıllarca sürer ve Penelope eşi Odiseus’u beklemekten hiç vazgeçmez. Üç senenin ardından bu yaptığının fark edilmesi üzerine kendisi ile evlenmek isteyenlere bir ok yarışması düzenlenmesini talep eder.
Bu yarışmada eşi Odysseus'a hediye edilen yayı getirterek, onu kim doğru kullanırsa evleneceğini söyler. Böylece destanın sonunda kendisine zorla talip olanların yok olmasına yol açan çareyi uygular. Odysseus eşi PENELOPE’nin ne kadar aşkla sadık bir kadın olduğunu anlar.
